Viyana’da gezilecek yerler listemizde uzun süredir üst sıralarda olan Aziz Stefan Katedrali ve Nashmarkt’ı sonunda keşfettik. Hem tarihi dokusuyla büyüleyen mekanları gördük hem de lezzetli yemekler denedik. Günümüz nasıl geçti, neler yaptık, hepsini sizinle paylaşmak istiyoruz.
Stephanplatz ve Lüks Mağazalar
Sabah erkenden Stephanplatz’a doğru yürümeye başladık. Burası Viyana’nın en ünlü meydanlarından biri ve tam anlamıyla lüksün merkezi! Sağımızda Chanel, solumuzda Prada, karşımızda Dior… Kısacası her adımda ünlü markaların mağazalarıyla çevriliydik. Kalabalık ve turistik bir cadde olduğu hemen belli oluyordu. Alışveriş yapmasak da vitrinlere bakarak dolaşmak bile keyifliydi.
Aziz Stefan Katedrali
Biraz yürüdükten sonra, nihayet Aziz Stefan Katedrali’ne vardık. Burası gerçekten büyüleyici bir yapı! Viyana’nın en önemli simgelerinden biri olan bu katedral, tarih boyunca Osmanlı’nın iki kez kuşattığı yerlerden biri. Kanuni Sultan Süleyman dönemindeki ilk kuşatma başarısız olunca, Osmanlı askerlerini simgeleyen bir heykel yapılmış. Heykelde Osmanlı askeri ayaklar altında resmedilmiş… Birazdan onu da görecektik.
İçeri girdiğimizde gerçekten etkileyici bir atmosferle karşılaştık. Devasa vitray camlar, yüksek tavanlar ve mistik bir hava… Daha önce videolarda ve fotoğraflarda görmüştük ama burayı bizzat görmek bambaşka bir deneyimdi. Kilisenin bazı bölümleri ücretsiz gezilebiliyor. Biz de mum yakıp dilek diledik. Umarız gerçek olur! 😊
Faytonlar ve Viyana’nın Sokakları
Katedralin hemen yanında sıralanmış faytonları görünce, Viyana’nın o klasik havasını iyice hissetmeye başladık. Ancak, atların turistik amaçlarla kullanılmasından pek hoşlanmadığımız için binmeyi tercih etmedik. Yine de faytonlar, şehrin nostaljik havasına çok yakışıyordu.
Viyana’da Ulaşım: Trenle Yolculuk
Bir sonraki durağımız Nashmarkt olacaktı, ama önce Viyana’nın tren sistemini keşfetmemiz gerekti. Açıkçası biraz karmaşıktı! Birden fazla hat var ve yön bulmak Türkiye’deki metro sistemine göre daha zor. Neyse ki, telefonumuza ÖBBuygulamasını indirdik ve biletlerimizi buradan aldık. Trene binerken bileti herhangi bir yere okutmuyorsunuz ama denetimler sık olduğu için biletsiz yakalanırsanız ceza yiyorsunuz. O yüzden biletimizi mutlaka aldık.
Nashmarkt: Peynir, Şarap ve Gurme Lezzetler
Sonunda Nashmarkt’a vardık! Burası Viyana’nın en ünlü açık hava pazarlarından biri ve gerçekten her şey var. İlk olarak peynir bölümüne girdik. Ben tam bir peynir tutkunu olduğum için burada kendimi kaybetmem çok uzun sürmedi! Blue cheese, trüflü peynirler, eski kaşar benzeri sert peynirler… O kadar fazla seçenek vardı ki, hangi birini deneyeceğimizi şaşırdık.
Sonra şarap reyonuna göz attık. Burada şarap fiyatları Türkiye’ye göre çok daha uygun. Marketten uygun fiyatlı bir şarap aldık ve akşam denemek için yanımıza koyduk. Eğer Viyana’ya gelirseniz mutlaka buradaki şarapları inceleyin, süpermarketlerden bile oldukça kaliteli seçenekler çıkıyor.
Pazarda ayrıca taze deniz ürünleri de satılıyordu. Özellikle istiridye ve karides çok popülerdi. Fiyatlar restoranlara göre daha uygundu, ama biz denemek yerine biraz daha dolaşmayı tercih ettik.
Geleneksel Kıyafetler ve Alışveriş
Nashmarkt’ın yanında Avusturya’nın geleneksel kıyafetlerini satan bir dükkana rastladık. Erkekler için şortlu ve yelekli geleneksel takımlar, kadınlar için ise kabartmalı etekler ve bluzlardan oluşan kıyafetler vardı. Açıkçası, fiyatları biraz yüksekti ama tasarımları gerçekten çok güzeldi. Özellikle deri ayakkabılar günlük kullanım için bile uygun olabilecek şıklıkta ve makul fiyatlıydı.
Amerikan Barbekü ve Şehirde Yeme İçme
Gezerken acıkmaya başladık ve şans eseri Amerikan barbeküsü yapan bir yere girdik. Menüde dana eti, domuz eti ve tütsülenmiş et çeşitleri vardı. Ben dana etinden bir seçenek seçtim ve gerçekten harikaydı! Türkiye’de denediğimiz benzerlerinden çok daha iyiydi. Eğer Amerikan usulü barbekü seviyorsanız, buraya mutlaka uğrayın.
Kahve Molası: Savoy Cafe
Günün yorgunluğunu atmak için Savoy Cafe’ye gittik. Burası 1897 yılından beri açık olan, tarihi bir kafe. Avrupa’daki en büyük iki aynaya sahip olmasıyla ünlü. İçeri girer girmez nostaljik bir hava hissettik. Kahvemizi söyledik ve biraz dinlendik.
Sonuç: Viyana Bizi Büyüledi!
Bu gezide hem tarihi yerler gördük hem de inanılmaz lezzetler denedik. Aziz Stefan Katedrali’nin ihtişamı, Nashmarkt’ın gurme lezzetleri ve Viyana’nın sokak atmosferi gerçekten harikaydı. Eğer bu şehre gelirseniz, kesinlikle bu rotayı takip edin ve bol bol keşfetmeye zaman ayırın.
Bir sonraki durağımız neresi olur bilmiyoruz ama Viyana kesinlikle unutulmaz bir deneyim oldu!